Sıkıntıya Şükür De Ki Rabbin Razı Olsun

Unutmamılısın Rabbimiz bizi üzücek hiç birşeyi göndermez ,biz insanların hatası sıkıntı gibi gözüken nimeti fark edememiz,Sıkıntı geldiğinde ben üzgünüm dersen üzüntüyü sahiplenmiş olursun.Benliği bıraktığında ise ruhunla bakmış olursun ve o an zihin susar.Sıkıntı rüzgar gibidir,bir sıkıntı estiğinde de ki : " üzüntü geldi ve esti." Bunu daima tekrarla,sorunun seni üzmediğini göreceksin.

İsyan Seni Deli Eder,Sabır İse Allaha Veli ...

 

ALLAH sizden'de razı olsun komutanım

 

Güzel Açıklamanız İçin ALLAH ' razı olsun Üsteğmenim burası sınav ve imtihan dünyası bunu unutmamak gerek. Mevla Kimseye Çekemiyeceğinden Fazla Yük Yüklemez. Gelen her derdin Sınavın Yüce ALLAH ' tan Geldiğine İnanan İnsanlarız Üstesinden Sabır Ve Azim Gayret Göstererek Gelmemiz Lazım..
Kul Fani Yol Mukaddes Bir Gün Verilecek SON NEFES
Ne Makam Kalıcı Ne Heves Bu İşe İhtimam Lazım....

 

"İsyan Seni Deli Eder,Sabır İse Allah'a Veli..." Bu sözü yabana atmak ne mümkün..

 

Rahmetli dedemin allah rahmet eylesin bize bıraktığı son mektubunda şöyle yazardı. "Doğru yaşa doğru öl. Doğruluktur Allah'a giden yol... Yazınız için ayırca teşekkürler komutanım.. "İsyan Seni Deli Eder,Sabır İse Allaha Veli ..."

 

Ne güzel değil mi.
Kula bela gelmez hak yazmadıkça,hak bela vermez,kul azmadıkça.

 

hak suretidir âlem-i imkân ile âdem
bundan güzeli nerde ki cennet'te mi sandın

her yer ne güzel menba-ı hüsn, insan güzeli
sen de bu cemâli, huri gılmanda mı sandın

her yerde, fakat arifin kalbindedir allah,
yoksa sen onu arz u semâvâtta mı sandın

dünyâ diyerek geçme sakın, burdadır her şey
mîzân ü sırât'ı mutlaka orda mı sandın

cennet ü dûzah, gamm ü sürür, zulmet ile nûr
yaptıklarının gölgesi, hâriçte mi sandın

bilgin sana kıymet, talebin neyse osun sen
insanlığı sâde yiyip içmekte mi sandın

hâlin ne ise müşteri sen oldun o hâle
noksanı meğer adl-i ilâhîde mi sandın

fikrim bu benim, virdim ise her lahzada âh
sen âh-ı ateş-sûzumu beyhude mi sandın

yeniler her âh ile ken'ân ahd-i elest’i
ahım acaba nefha-yı hâbîde mi sandın

 

Allah'ın hikmetine sığınmak...

Yaşadığımız her olay; bir hayra gebedir. Şahsen hayatımda "Neden olmadı ki!", "Neden böyle oldu ki!" sorularının cevabını isyan ederek değil fakat hikmetini anlamak gayesinden niyazda bulunduğumda hep cevabını aldım.

İşte o zaman anladım ki; "Olanda hayır vardır"

Yaşadığımız birçok olay türlü hakikatlere, türlü hikmetlere sahiptir. Fakat biz aciz insan aklı ile bunları anlamamız her zaman mümkün olmaz. Tıpkı sıcak suyun soğuk sudan önce donması gibi...*

Her şeyi geçelim; hiçbir hikmet anlamadık, olanlara isyan moduna gelirsek eğer ölümü bir düşünmek gerek. Madem burada kaybettik; ahireti kaybetmeyelim...

Konuşmamı bir kıssa ile bitireyim:

Anlatılana göre; İsrailoğullarından birisi yetmiş senedir Allah'a ibadet etmekteydi. Bir gün Allah-u Teala, bu kulunun durumunu meleklerine göstermeyi diledi.

Meleklerinden birisini onun yanına göndererek, bu kadar ibadet etmesine rağmen cennete girmeye layık olmadığını bildirmesini istedi. Melek adamın yanına gelip haber verince adam şöyle dedi:

- Bizler ibadet etmek için yaratılmışız; bize düşen ibadet etmektir, dedi.

Melek bu cevabı alınca hemen döndü. Allah'a (C.C.):

- Ey Allah'ım, kulunun ne dediğini Sen benden daha iyi bilirsin, dedi. Bunun üzerine Allah-u Teala:

-Madem ki o bize ibadet etmekten vazgeçmedi; biz de iyilik ve ihsanımızla ondan vazgeçmeyiz. Ey meleklerim! Şahit olunuz ki ben o kulumu affettim, buyurdu.

Anlayana bin ders...

-

* Halbuki soğuk su 0 dereceye daha yakındır ve mantık olarak soğuk suyun daha çabuk donması gerekir. Fakat hikmet; sıcak su molekülleri arasındaki yoğunlaşmanın daha az olması ve bu haseb ile de maleküllerin birbirine olan uzaklığından faydalanan soğuğun sıcak suya tesiri daha hızlı ve çabuk olur. Böylece don daha erken gerçekleşmiş olur.